“`html
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Geleceğe bırakacağımız en önemli miras, Terörsüz bir Türkiye olacaktır” ifadelerini kullandı.
Budapeşte’de yapılan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmi Zirvesi’nin ardından uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, terörle mücadele konusunda yeni bir döneme geçileceğini vurguladı. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için nasıl bir strateji izleneceğine dair duygularını dile getiren Erdoğan, “Bu sorun yıllar önce ortaya çıktığında bebek olanlar şimdi 40 yaşında. Birkaç nesil bu sorunun ağırlığıyla büyüdü. Ancak biz, bu konuya çözüm odaklı bir yaklaşım sergiledik. Terörsüz bir Türkiye’nin ülkemizi nasıl ileriye taşıyacağını çok iyi biliyoruz” dedi.
“Gelecek nesillerimize bıraktığımız en değerli miras, Terörsüz bir Türkiye’dir. Yıllarca süren acılar ve mücadelelerin neticesinde bu aşamaya gelmek büyük bir umut veriyor. Şehit cenazelerinin arka planındaki tarifsiz acılar, bugün bu başarı ile taçlanıyor. Terörle mücadeledeki kahramanlarımız ve güvenlik güçlerimizle gurur duyuyor, şehit ailelerimizin metanetini takdir ediyorum” diye ekledi.
“Her acının ve kaybın ardından güçlü bir dayanışma, sabır ve azimle duruldu. Diyarbakır anneleri gibi fedakar anneleri asla unutmamalıyız. Onların mutluluğunu görmek istiyoruz. Yakında anneler evlatlarıyla kavuşacaklar. Bu müjdeleri de alacağımıza yürekten inanıyoruz. Bu konuları, geçmişte Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ile konuşmuştuk. Milli İstihbarat Teşkilatımız, Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda diğer kurumlarımızla iş birliği içinde çalışmaları sürdürüyor. Geçtiğimiz dönemlerde silahların gömülmesinden bahsetmiştik, şimdi ise silahların bırakılması ve teslimatının gerçekleşeceği bir noktaya geldik. Bu adımlar atıldığında inşallah şehitlerimiz de huzura kavuşur” dedi.
“Silah vesayetinden kurtuldukça, DEM Partisi de siyasi mücadelesini çok daha etkin bir şekilde sürdürebilecek. Mecliste 50’nin üzerinde temsilcisi var. Siyaseti daha güçlü yürütmeleri DEM’e yeni fırsatlar sunacaktır. DEM’in bu yeni dönemdeki varlığı, hem kendi tabanları hem de ülkemiz için hayır getirecektir.”
ABD Başkanı Donald Trump ile Riyad’da yaptığı video konferans sonrası Suriye’deki gelişmeler üzerine yorum yapan Erdoğan, “Riyad Zirvesi, Türkiye’nin kritik dönemde ne kadar önemli bir aktör olduğunu bir kez daha gösterdi. YPG sorununu ele alırken, DEAŞ tutukluları konusunu da gündeme getiriyoruz. Amerikalılar, Suriye ve Irak yönetimleri ile birlikte bir komite oluşturduk ve DEAŞ tutukluları ile kampta yaşayan sivillerin durumu hakkında detaylı bir inceleme yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“8 Mart’taki mutabakatın Ankara ve İran’dan gelen destekle daha da güçlendiğine inanıyoruz. Önümüzdeki günler son derece önemli. İlgili birimlerimiz, bütün silahlı grupların Suriye ordusuna entegre edilme süreçlerini dikkatle izliyor. Özellikle YPG üzerinde hassas bir şekilde duruyoruz. Şam yönetiminin bu konudaki dikkati, kritik öneme sahip. Sadece YPG değil, Irak’taki kamplardaki durum da önemli bir mesele. El Hol kampındaki kadın ve çocukların çoğu Irak ve Suriye uyruklu, buradaki durumun çözülmesi YPG’nin etkisini azaltacaktır.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Meclis’te boş sandalye sayısı 30’a yaklaşırsa ara seçime gitmemiz kaçınılmaz olur” açıklamasına yanıt veren Erdoğan, “CHP, milletin kendisine verdiği görevi yerine getirmek gibi bir niyet taşımıyor. Ayrıca CHP, her seçim sonrası, özellikle yenilgi sonrası, erken seçim seslerini yükseltiyor. Hatırlayın, CHP’nin erken seçim talebi sürekli gündemde. Ancak seçimler olduğu takdirde iktidara gelecekler mi? Boş veya dolu sandalye ile tamamdır, siz bununla yetinin” dedi.
“Erken seçim tartışmalarıyla harcanan zamanı, millete hizmete ayırsa belki bir yol bulabilirler. Özgür Bey’in bahsettiği durum erken seçim değil, ara seçimdir. İki durumu karıştırmamak gerekir. Şu an Meclis’teki duruma göre ara seçim gerektirecek bir durum yok.”
“Millet, iki yıl önce vekillerini beş yıl görev yapmaları için Meclis’e gönderdi. Sayın Özel’in anladığı anlamda erken seçim konusu geçmişte çokça dile getirildi. Türkiye’nin böyle bir duruma düşmesine izin veremeyiz; belirsizliğe yer yok. Türkiye, tarihinin en istikrarlı dönemlerinden birini yaşıyor. Terörü sonlandırma hususunda büyük bir birliktelik içindeyiz. Ekonomik açıdan da başarılı bir mücadele vermekteyiz. Dış politikada ise Türkiye’nin uluslararası durumu giderek güçleniyor. Cumhur İttifakı olarak, kişisel çıkarlar uğruna bu kazanımlara zarar vermeyeceğiz.”
Ekonomik durum ve Kredi Garanti Fonu hakkında soruları yanıtlarken Erdoğan, “Ekonomi politikalarımızı kararlılıkla uyguluyoruz. Enflasyonda kayda değer bir düşüş gözlemleniyor. Kredi Garanti Fonu’na özellikle önem veriyorum. Bu fonu harekete geçirmek, ekonomik canlılığı artırmak için oldukça faydalı. Yeni bir dönemde farklı adımlar atmayı planlıyoruz. Ekonomik politikalarımızın olumlu sonuçlar vermesi, doğru yolda olduğumuzun işareti. Enflasyondaki düşüş, ön görülebilirliği artırmakta. Son 40 ayın en düşük enflasyonunu gördük” diyerek değerlendirmelerde bulundu.
İsrail’in Gazze’deki saldırıları ve Batı’nın bu konuda sessiz kalması ile ilgili bir soruya yanıt veren Erdoğan, “Gazze meselesi sadece bir insani kriz değil, aynı zamanda uluslararası sistemin samimiyetini de sorgulatan bir durum. Batılı kuruluşlar, Gazze’deki bu duruma karşı duyarsız kalıp insan hakları ve uluslararası hukuku hiçe saydılar. Bebeklerin ve sivillerin can güvenliğinin yok olduğu bir dünyada, sessiz kalınamaz. Gazze’deki zulme duyarsız kalmak büyük bir körlük. Tarih, bu duruma kayıtsız kalanları mutlaka yargılayacaktır. Biz, insanlığın onuru için yanlarında olmaya devam edeceğiz. Gazze’ye insani yardımların engellenmesi, İsrail’in yalnızlaşmasına yol açtığı gibi, Avrupa ülkelerinde de bir farkındalık hareketi başlamaktadır. Bizim amacımız, Gazze ve Filistin’deki bu olumsuz durumu en hızlı şekilde olumluya çevirmektir” dedi.
Yeni Anayasa konusundaki soruya Erdoğan, “Darbeciler tarafından yazılmış bir anayasa ile toplumun bir araya gelmesinin zorluğunu yıllardır yaşıyoruz. Bugün birçok sorunun temeli bu darbe anayasasında yatıyor. Artık, darbecilerin değil, sivil insanların oluşturduğu bir anayasaya ihtiyaç var. Şimdi asıl mesele, CHP’nin bu konuda bizimle ortak bir sivil anayasa için iş birliği yapıp yapmayacağı. Bunun için, hep birlikte el birliği yapalım ve Türkiye’yi bu tür bir anayasa ile buluşturalım” ifadelerini kullandı.
“İlk dört madde ile ilgili bir sorun yok. Yani, AK Parti’nin bu bağlamda bir problemi bulunmuyor ve diğer siyasi partilerin de çoğunun böyle bir durumu yok. Zaten mevcut madde ile ilgili herhangi bir sorun olmadığı için sadece yol haritasını belirleyeceğiz. Yeni anayasa, kendimiz içMemiz için değil, ülkemiz adına talep ediliyor. Tekrar aday olma veya seçilme gibi bir düşüncem yok; asıl derdimiz ülkemizin uluslararası arenadaki itibarını yükseltmektir” dedi.
Newsweek dergisinde yayınlanan “Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en güçlü liderlerinden biri ve Trump’ın müttefiki” başlıklı makale ile Özgür Özel’in kendisine yönelik “Yerel diktatör” sözlerini hatırlatan Erdoğan, “Türkiye güçleniyor, bu güçlenme ile birlikte etkinliğimiz artıyor. Sadece Trump ile değil, birçok liderle de ilişkilerimiz oldukça iyi. Belki yakında Amerika’ya bir seyahat gerçekleştirebilirim. Sayın Trump’ın Türkiye’ye bakışı olumlu. Güçlü bir ilişki kurmuş durumdayız. Diğer yandan, bu tür ifadeleri göz ardı ediyoruz; çünkü milletimiz, kimin ne yaptığını çok iyi biliyor” şeklinde konuştu.
“`
